14 Mayıs 2009 Perşembe

Bir dilbere vuruldum, Adelaide'li!

Gecen sene arkadaslarimla bir Pink Floyd tribute konserine gitmistik. Calan grup iyiydi ve onlara eslik eden 3-4 solist sirayla Pink Floyd’un en populer sarkilarini seslendiriyordu. Iste ilk kez orada gordum onu. Ismi Zkye’di (Skye diye telaffuz ediniz), kendisi gokten peydah olmus sanki, sesine de Janis Joplin’in hayaleti musallat olmus gibi. Oyle bakakaldik, agzimiz acik. Arkadasim E., ki kendisi cins-i latif mensubu, heteroseksuel bir kisidir, bu kadina asik oldugunu, lezbiyen olmayi dusundugunu soyledi, ben de bu melaikenin lezbiyen olmasi durumunda cinsiyet degistirmeye hazir oldugumu belirttim, gozumu bile kirpmadan. Bir Us and Them, bir Hey You soyleyisi vardi ki, tuyler diken diken olmayagorsun.

Eve doner donmez internette arastirdim, kimdir, kimlerdendir diye. Myspace sayfasina denk geldim. Hemen butun sarkilarini hatmettim, butun fotograflarina baktim, sayfasinda yazan her seyi okudum. Adelaide’de ikamet ettigini, 2003’te Hollanda’ya gidip orada iki seneye yakin yasadigini (dinleyiniz – Amsterdam Sky) ve biralardan Coopers Pale Ale’i sevdigini ogrendim (Coopers’in cikardigi her bira guney yarim kuredeki en icilesi sivilardan olma ozelligini teskil ediyor kanimca, ama bir James Squire da es gecilmemeli, o da baska bir postanin konusu), bir de tabii Sydney’deki bir dahaki konserinin nerede ve ne zaman olacagini.

Onu ikinci gorusum Olympic Park’ta bir muzik festivalinde oldu. Biraz culsuzdum, cebimdeki tum parayi – bir daha uzun bir kuyruga girmemek icin – dort sise biraya yatirmis, bunyeyi de sahneye karsi cimenlerin uzerine yatirmis, mest olmus bir sekilde dinliyordum. Buradaki fotograflari da iste o zaman cektim. Ben orada, sac sakal birbirine karismis bir yandan biramdan bir firt, bir yandan fotograflari cekedurayim, yanimda 5-6 yaslarinda bir velet hasil oldu. “Bu televizyona cikacak mi? Bunlar Australian Idol’dan mi?” diye sorular soruyor, anin butun buyusunu bozuyor! Buradan, beni, cocuklarini benden uzaklastirmayacak kadar guvenilir bulan ebeveynlere selam gonderiyorum. Neyse cocuk sonunda gitti. Ama o ve akranlarinin hala civarda olmasi, Zkye’in alkollu gecelere ve aksamdan kalmalik haline yazilmis harikulade sarkisi The Vow’u dinlememize engel teskil etti. Konser bittiginde, cebimde birazcik daha para olsa, gidip CD’sini satin alsam ve imzalatsam, sonra da kendisine bir Coopers Pale Ale ismarlamayi teklif etsem diye dusunuyordum.

Zkye’i ucuncu ve son gorusum, Darling Harbour’da bir caz festivali esnasinda oldu, gecen sene bu zamanlarda. Hayatimin donum noktalarindan biriydi o gun, Zkye harici sebeplerden oturu – onu da bir gun anlatirim, fakat… Hayat oyle bir surukledi ki, Zkye’i bile unutmusum gitmis iste.

Nereden aklima geldi simdi bunlar? Yarin aksam yine Pink Floyd tribute konserine gidiyoruz, yine ayni mekanda. Gonul isterdi ki Zkye orada olsun yine. Heyhat! Eger orada olsa, bu sefer kesin ona bir Coopers ismarlardim... ve hatta belki iki.

Ve o da A Fairies Tale'i soylerdi.

4 yorum:

  1. savulun, ben Sydney'e tasiniorum! zyke aplaniza, ki yengeniz desem daa dooru olur, yan gozle bakanin gozunu oymaya geliorum...

    YanıtlaSil
  2. Once ben gordum lan! (hatta "uleyn!") Bi de ismini dogru yazarsan kendisiyle daha cok sansin olabilir belki :)

    YanıtlaSil
  3. Guzel... Guzel de, ortalikta "zik yengeniz olur, yan gozle bakanin gozunu oyarim" diye dolasman beklenmedik sonuclar verebilir gibi sanki :)

    YanıtlaSil